Uzayda yapay zekâ veri merkezleri: neden şimdilik gerçekçi değil

Danny Weber

12:27 27-12-2025

© Сгенерировано нейросетью

Uzayda yapay zekâ veri merkezleri cazip görünse de enerji, ısı yönetimi, radyasyon ve bağlantı engelleri bugün bunu gerçekçi kılmıyor. Nedenlerini keşfedin.

Yapay zekâ veri merkezlerini uzaya taşımak fikri, ilk bakışta zarif bir çözüm gibi duruyor: arazi kısıtı yok, güneş enerjisine kesintisiz erişim var, Dünya’nın çevresine etkisi de sınırlı. Ancak BODA.SU’nun altını çizdiği gibi, bu tablo şimdilik ulaşılabilir değil.

Öncelikli engel enerji; hem hacim hem de süreklilik açısından. Modern yapay zekâ sistemleri devasa ve kesintisiz elektrik istiyor. Yeryüzünde bile şebeke bu yük altında zorlanıyor, şirketler bu yüzden doğalgazla çalışan santrallere yöneliyor. Yörüngede güneş ışığı bol olsa da bu talebi karşılamak, fırlatılması ve açılması son derece karmaşık ve pahalı dev güneş panellerini gerektirir.

Isı yönetimi daha çetin bir başlık. Sunucular büyük miktarda ısıyı dışarı atıyor ve vakumda alışılmış soğutma yöntemleri işlemiyor. Geriye yalnızca ışınım yoluyla soğutma kalıyor; bu da aşırı koşullara dayanacak, geniş yüzeyli ve sağlam radyatörler demek. Bu ölçek için güvenilir, sınanmış yörünge soğutma çözümleri henüz yok.

Radyasyon ve bağlantı da ayrı bir yük. Uzay, standart elektroniğe karşı sert; sunucuları korumak için gereken kalkanlar hem ağırlığı hem maliyeti artırıyor. Üstelik böylesi bir merkezin Dünya’yla muazzam veri trafiği yürütmesi gerekirken, mevcut uydu bağlantıları bu bant genişliği için tasarlanmış değil. Bakım ya da onarım ise başlı başına bir görev haline gelir; kırılgan bir işletme modelinden söz ediyoruz.

Şimdiden bazı denemeler var, ancak bunlar küçük uydu tabanlı işleme düğümleriyle ya da yedek depolama fikirleriyle sınırlı. Tam teşekküllü yörünge veri merkezlerine daha çok var. Yakın gelecekte yapay zekâ Dünya’ya bağlı kalacak; sektör, gezegenin sınırlarının ötesine bakmak yerine enerji ve çevre sorunlarıyla burada, Dünya’da yüzleşmek zorunda.