Steam Machine sübvansiyonsuz geliyor: gerçek maliyet, RDNA 3 ve sessiz kompakt kasa

Valve, yeni Steam Machine için fiyatlandırma stratejisini netleştirerek oyun ve abonelik satışlarını artırmak amacıyla sık kullanılan sübvansiyonlu konsol modelini izlemeyeceğini açıkça ortaya koyuyor. Bunun yerine etiket, donanımlı bir oyun bilgisayarıyla aynı ligde konumlanacak; şirket, bedelin bileşenlerin gerçek maliyetini yansıtacağını vurguluyor. Mesaj yalın: görünen fiyat, içerideki donanımın karşılığı.

PlayStation ve Xbox’ta fiyat çoğu zaman bilinçli olarak düşük tutulurken, Steam Machine bütçe dostu bir konsoldan ziyade masaüstü PC’lere alternatif olarak konumlanıyor. Raf ürünü parçalarla bire bir kopyalanması zor, kısmen özel tasarım donanım tercihi, beklentiyi pazarlık etiketinden masaüstü düzeyi hedeflere doğru çeviriyor. Bu yönelim, cihazı “ucuz” yarışının dışına isteyerek taşıyor.

Kalbinde, 12 iş parçacığına sahip, 4,8 GHz’e kadar saat hızına çıkan modifiye edilmiş altı çekirdekli bir AMD Zen 4 işlemci bulunuyor; ona 28 hesaplama birimiyle 2,45 GHz’e kadar çalışan RDNA 3 grafik modülü eşlik ediyor. Tasarım, neredeyse sessiz soğutmaya sahip kompakt bir kasaya odaklanıyor. Ekip, birden fazla kontrolcüyle kararlı kullanım için kablosuz modülleri ve Bluetooth’u da ince ayarlamış—tercih, minimum maliyetten çok oturma odasında konfor ve güvenilir bağlantıya yöneliyor.

SteamOS, yazılımın bu özel donanımı tam kapasiteyle kullanmasını sağlamak üzere şekillendirilmiş. Valve, bütünlüklü bir kullanıcı deneyimine ve Steam’i zaten kullananlar için tanıdık bir ortama güveniyor. Bellek ve SSD fiyatlarındaki artış da nihai bedele yansıyor; bu yüzden cihazın modern konsolların belirgin biçimde üzerinde konumlanması bekleniyor. Kısacası yaklaşım, agresif indirimlerden ziyade parçaların ve entegrasyonun değerini öne çıkarıyor.

Yine de daha yüksek etiket, kendi sistemini toplamadan oturma odasında tertemiz bir kurulum isteyen PC oyuncularını cezbedebilir. Bu kitle için kutudan çıktığı gibi çalışan kompakt bir kutu, en düşük maliyeti kovalamak kadar—hatta kimi zaman ondan da fazla—cazip olabiliyor.