FCC, yabancı üretimi drone ve kritik UAS bileşenlerini Covered List’e ekleyerek ABD’ye ithalatı sınırladı. Kararın DJI’ye etkisi ve olası istisnalar açıklanıyor
© A. Krivonosov
ABD Federal İletişim Komisyonu (FCC), yabancı üretimi insansız hava aracı sistemleri (UAS) ile bunların kritik bileşenlerini Covered List adlı listeye ekledi ve böylece ülkeye ithalini fiilen engelledi. Kurum, resmi bildirisinde, bir dizi ulusal güvenlik kurumunun bu tür drone’lar ve parçalarının ulusal güvenliğe kabul edilemez risk oluşturduğu yönündeki değerlendirmelerine atıf yaptı.
FCC, UAS’lerin ve kritik UAS bileşenlerinin ABD’de üretilmesi gerektiğini vurguladı. Bu adım, odağı yerli üretime keskinleştirirken tasarım gereği yurt dışında üretilen yeni modellere giden hattı daraltıyor.
FCC’den Brendan Carr, kısıtlamanın yalnızca yeni drone modellerini kapsadığını açıkladı. Mevcut cihazlar kullanılmaya devam edebilecek; perakendeciler de halihazırda onaylı modelleri satmayı sürdürebilecek. Yeni kural, daha önce satın alınmış drone’ları kapsamıyor. Carr ayrıca Savunma Bakanlığı ile İç Güvenlik Bakanlığı’nın belirli modellerin ya da bazı bileşen sınıflarının satışına yetki verebileceğini belirtti. Bu istisna, görev odaklı senaryolarda politika kapsamında manevra alanı bırakıldığına işaret ediyor.
FCC, bildiride herhangi bir üreticiyi anmasa da, yasağın etkisinin Çinli DJI’nin ürünlerinde daha belirgin hissedilebileceğini ima etti. Somut isimlerin yokluğu, sektörde en çok kimin etkileneceğine dair spekülasyonları pek dindirmeyecek gibi duruyor.
DJI tarafı, Engadget’e, duyuruda şirketin hedef gösterilmediğini ancak yürütmenin kararı hangi verilere dayandırdığına ilişkin hiçbir bilginin paylaşılmadığını iletti.
Şirket, ABD’li kamu kurumlarının ve bağımsız üçüncü tarafların yıllara yayılan araştırmalarını dayanak göstererek ürünlerinin piyasadaki en güvenli ve en güvenilirler arasında olduğunu savunuyor. DJI’nin veri güvenliğiyle ilgili endişelerin kanıtla desteklenmediğini; bunun, serbest piyasa ilkeleriyle çelişen korumacı bir yaklaşımı yansıttığını öne sürüyor. Kararın dayandığı somut bulgular kamuoyuna açıklanmadığı sürece, risk ve korumacılık eksenindeki tartışmanın kolay kolay dinmeyeceği anlaşılıyor.